sagopa kajmer-al bide burdan yakmak lazım
Al 1 de burdan yak, kapasite meselesi bak, perde kapanmış lak lak, başlar az sonra dedikodu kazanına kepçe olsan kaç yazar? çatlak seslere alışkın her kulak, beni update edin, rapi şadettim kulaklara download edin rapin evi çıtasını tepelere çaktım kontrol edin, teknoloji bugün yine jön dinmiş bakışlar bön yüzünü kendine dön çabalamalı ve bulmalı yön, sago rapte en ön, nizam mayın malzeme mayın rahat espiri dediğin ta kendisi hayat kim kaldı bir şakayla sakat? beş kişi kalmış canavar sagokat biz karagöz siz hep hacivat, kravatı takarak robota bağlasak tamı saklasak? kendimizi yemesek de yanında mı yatsak? yo kime trip atsak? bugünlerde herkes aksak kısa dönemeçten yolumuzu bulsak herkes işini bilir kişi maksat takdir dünyalı dostum yo yo yo yo bana iyi rol verin amacı var yapılan her eylemin, nihayetinde boşa akmasın terin hediyesi paketli her emeğin göz nuru nedirse ettiğin odur ki bulurun galaksilerde raks ederken şuuruna dostum hay aksilerde dolup taşar umudum.. hadi gazla..! al 1de buradan yak sadrazamın ikram ben dilenci şayet hicvin sonu idam neyse ne baş koydum yoluma yürürüm yok hatam yok şakam x2 dünya malı uçan halı bin ve de düş bitecek ol emin kurduğun her düş çok rüküş düşünce modaları gülünç, fiyasko dolu aklımın odaları güç birimlerini devreye sokun hadi he-man misali şahlanat bi matrix tanıdım benim ki matrax atraksiyonlarımın tamamı durmaksızın markaj gözlerin sulu boya kıvamı makyaj uzaklaş yanı başımdan işin yaş geceleri yüzde kırkımız ayyaş hip hop bala gora yelken fora ileri rota bağdat ı bulmuş emmim sora sora bazen kaderi belirler yazı yada tura moral düşünce zora komiklikler şakalar yetişir imdada, ustura misali keskin zekaların dansını izle acaba kaç cambaz durur aynı ipte? emekler misin koşmadan önce? bilip de bilmezden gel dilinci linç eder dilenci oh çeker dilenci ahkam keser.. hadi gazla..! al 1de buradan yak sadrazamın ikram ben dilenci şayet hicvin sonu idam neyse ne baş koydum yoluma yürürüm yok hatam yok şakam x2
sagopa kajmer-romantizma
Çocukluk naftalinle gizli Hatıralar sarı benizli Kim kerizdi ? Belki aklım bir denizdi ben boğuldum. Kim sorumlu? Gözlerimde hava bulutlu Yarına sansürü Tanrı koydu Filmler hep sinemaskoptu Son yabancım bir maskottu. Geçmiş her zaman siyah beyaz Hayatım enstrumental. Kalendarım duvar süsü Bulantılarda midem Çok sebeb ürettim fabrikalarım iflas etti. Kİm samimi ? kim hakiki ?...bana cevap verin!... Özür bir borç gibiydi en zor ödenen hali. Kalbi hacize verdim oysa borçlu sendin Bir bahaneden ibaret terkediş. Bilinen en son halim bir zavalli,yaşıyorum bunu da bil. Gidiyorum adimi sil,acıyorum yaramı deş !... Varlığın yoğunla eş ve keşmekeş bu yolda ölüme terk bin leş. Ve rüzgarımla yüzleş... Şafak yüzbeşte meşke daldı çilekeş Uyku geç gelir nöbette uyuma yok !... Korku içime sorgu tıktı.Satırbaşında kalbim hep kırıktı. Gözlerimin içine bakamadınız içiniz hep fesattı. İçim dışıma çıktı,içimi kemiren her fare için bir kapan yarattım. Şüpheli paranoyaktım. Canımı yolda buldum,tuttum kolundan evine soktum. Yarımı gömdüm,yarımı güneşe döndüm,kendimeydi küfrüm. Ve dikkat et dilinde hep tükürdüğün. Sömürdüğün bu ruhta haykırışlar kör düğüm. NAKARAT (KORO) Mazeretimdin.... Her suçumda hazretlerimdin yalvarır oldum. En son halim bir zavallıydı,şimdiki bene beni sorar oldum vallah... Nezaretimdin... Karanlıklara bir şiir oldun onca okundun En son halim bir yabancıydı Ozan-ı bedbaht kalemini kırdı. RAP2 Sat-ı müdafa zorunlu Adalet karaman oyunu Sonunu bildiğim bu yol önüme serdi bilinmez uçurumu. Gözlerim krater çukuru Yine de elimde tek düze kalem yazarım karamsar kompoziyonumu. Getirin artık sonumu!... Onuru zedeler alaya vurulan her doğru. Her geçen dakika metabolizma çökerten olgu. Şıkkı seçti ademoğlu. Yanlışın gurur bıçaklar,orda duran o alçaklar yaşamın biberi tuzu. Huşu içinde yatsın ölü bebeklerim. Bir buğulu aynanın yörüngesinde,ortalıkta dolaşan bu buğulu yansımalara hipnozum. Ve uluya anlaşılmaz bir tavırla ’’yorgunum!...’’ demek neden ? Umutsuzum bugünden. Al ve yerine koy hataları. Ben her cevaba bir soruyla kafa da tuttum. Bir tiyoyla bir tiyatro kurdum,kendim oynadım ve arenasında bir savaşçı buldum kördü. Köprü ortadan bölündü sagopa gördü!... Yokluğun ki; zoraki bir ölümdü.En derin... Yazarın olsun ellerim. Aklımın odalarında yangın çıksın beklerim serin. Ben kimim ki; bilmemekteyim. Hayat kızgın boğa ben kırmızı pelerin.
sagopa kajmer-baytar
Bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz Aklımın ipinin ucuda kaçmış, timsah katreleri boşalsın Bir iki damla hiç değersiz Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev nam-ı-değersiz Gece-gündüz ömürden yontar dünya dönmez yarensiz Bugün ömrün yarım gün, serbest kalsın fikrim Senin tozlarını silemez tenimden ellerim Varlık ruhu terk eder gözüm gözünden ayrılınca Bendeki aşk altın misali ağırlığınca Sensiz benlik yokluk demek kalbim sana emekçi Aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi Başım sarkıt bir mahalsiz cümle yolumun önüne taş Dudakların (?) halden çakır keyif dertdaş Gören der ki sel ağzına bina yapmak aptal işi Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi Saniyeler dakikalarla yapar alışverişi Saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir Afitap sönük bir mum ayrılık hain bir zehir Melek yanımda yüzünü saklar felek yüzüme kaş çatar Bir tek bu hüznü sen boğarsın ipek tenin derime batsın Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım En güzel şiirlerimle kaleme adını sayıklatırım Odamın hayaletisin sessizliğine aşığım Derdime çare baytarım yok Dengeme destek tut ki durayım Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı Ama melek bir yandan , şeytan bir yandan Başım zindan yokluk var bu kaçıncı şikayetim bilmem Kafamı duvara yasladım omuzların yanımda yok Ahbaplar maymun iştah sahibi benim içim senle tok Yok ki gücüm belki devler ülkesinde bücürüm Sessizliğinle gelir hüznüm yokluğunda gömülü ölüyüm Bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim Yalnızlığıma küfrederim sensiz halden müştekilim İlelebette dönmez olsan bil ki yalnız nöbetteyim Hatalarıma savaş açtım her gün farklı kefendeyim Hayat günlük defter yaprağı hazan gelir dökülür Gelirken ne getirilir ki giderken ne götürülür Dertle anlaş deva bul üzüntü kalbi sömürürür Yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür Gülüşle şen değil gönül bucaklarında harabeler Bu hilekar tavırla geçer fena saatler Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller Aşk ilinde bir tarafta cüceler diğer yanda devler Derdime çare baytarım yok Dengeme destek tut ki durayım Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı Ama melek bir yandan , şeytan bir yandan Başım zindan yokluk var bu kaçıncı şikayetim bilmem
|